Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
BLah
BLah

!sLAmda a!L3n!n Ön3m!--2 710
Erkek Başak
Köpek
Mesaj Sayısı : 332
Doğum tarihi : 07/09/82
Yaş : 41
Nerden : İstanßuL
İş/Hobi : FutßoL Müziq Araßa Msn :)
İleti : yerine göre
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://muradiyeforum.net

!sLAmda a!L3n!n Ön3m!--2 Empty !sLAmda a!L3n!n Ön3m!--2

C.tesi Ara. 27, 2008 4:08 am
İslam dininde evlenmenin hükmü sünnet-i müekkededir. Fakat bazı şartlarda farz, vâcip, hatta haram da olabilir:
1.
Evlenmediği takdirde zina suçunu işleyeceğini kesinlikle bilen, malı ve
bedeni evlenmek için yeterli olan kimsenin evlenmesi farzdır.
Evlenmediği zaman zinaya düşüp düşmeyeceği kesin olmayan kimsenin
evlenmesi vâciptir.

2. Evlenmediği zaman zinaya düşmekten korkusu olmayan, normal insanın evlenmesi sünnet-i müekkededir.
3.
Evlendiği takdirde karısına kötülük edeceğini, ona karşı kocalık
görevlerini yapamayacağını kesinlikle bilen kimsenin evlenmesi ise
haramdır.(10)

İslam
evlenip yuva kuracağımız eşi seçerken bazı hususlara dikkat etmemizi
istemektedir. Zira eş, ailenin direğidir. “Yuvayı yapan dişi kuştur.”
Yuvayı yapacak, çocukları eğitecek, yetiştirecek hayat arkadaşını
seçerken güzelliğinden, soyundan ve malından çok dindarlığına ve iyi
ahlâk sahibi olmasına dikkat edilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:

“Kadın
dört şey için nikâh edilir. Malı, soyu, güzelliği ve dini. Siz dindar
olanı tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün.” (11)

Yani
erkekler evlenirken bu dört özelliği göz önünde bulundururlar. Bu
özelliklerin hiçbirini aramayan erkek yoktur denilebilir. Bunların
içinde en az rağbet gören özellik de dindarlıktır. Hâlbuki kadının
tercihe şayan olan özelliği dindarlıktır. Hadis-i şerifte bu özellik en
son olarak zikredilmiştir. Bunun hikmeti ise, halkın genellikle ilk üç
özelliğe gösterdikleri rağbetin yersizliğine ve bunlardan vazgeçip, son
özelliğe önem verilmesine işaret etmektir. Evlenilecek kadında aranan
en önemli özellik kadının dindarlığı olmalıdır. Diğer özellikler tâlî
derecede yer verilmelidir.

Abdullah
b. Amr radıyallahu anhtan rivayet edilen bir başka hadis-i şerifte Rasu
lullah sallallahu aleyhi ve sellem malın ve güzelliğin getirebileceği
kötü sonuçlara dikkati çekerek, evlilikte dindarlık dışındaki bir
tercihi açıkça yasaklamıştır.

“Sırf
güzellikleri sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Çünkü güzelliklerinin
onları (kibir ve gurur sebebiyle) alçaltacağından korkulur. Onlarla
sırf mal ve mülkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mülkün onları
azdıracağından korkulur. Fakat onlarla dindarlıklarından dolayı
evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, kulağı delik siyahî dindar bir köle
(dindar olmayan hür kadınlardan) daha üstündür.”(12)

Ebu’l-Esved
ed-Düelî, çocuklarına şöyle deyip övünürmüş: “Küçüklüğünüzde,
büyüklüğünüzde ve doğumunuzdan önce size iyilik ettim.” Doğumlarından
önce kendilerine nasıl iyilik ettiğini soran çocuklarına: “Size,
sövülmeyecek bir anne seçtim.” demiştir.(13)

Dinimiz,
evleneceklere dindar eş arama hususunda ısrarlıdır. Bu hususa ayet-i
kerimede dahi yer verilmiştir.(14) Yine ayet(15) ve hadiste kadında
övülen bir diğer vasıf ise kadının itaatkâr olmasıdır.

Evlilik
kurumunun başarıyla yürütülmesi ve her iki tarafa da mutluluk ve huzur
getirebilmesi için karı kocanın birbirine karşı hoşgörülü ve anlayışlı
olması şarttır.

İslam’a
göre kurulan aile yuvasının daha sağlam ve kalıcı olması için,
evlenecek çiftlerin birbirini görmesi ve konuşması caizdir. Nitekim Hz.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evlenmek isteyenlere, alacakları
kızı önce görmelerini, bunun ileride anlaşmaları için gerekli olduğunu
söylemiştir:

“Allah, bir erkeğin kalbine, bir kadınla evlenme düşüncesi sokarsa, o kimsenin, o kadına bakmasında bir günah yoktur.”(16)
Bir kızla
evleneceğini söyleyen Muğîre İbn Şu’be’ye, Hz. Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem alacağı kızı görüp görmediğini sormuş, o da
görmediğini söyleyince: “Git onu gör, ileride anlaşmanızın sürekliliği
için bu, ikinize de iyidir.” (17) demiştir.

Ancak
İslam’a göre kızla erkek sadece bir mahrem yanında birbirlerini
görebilirler. İkisinin yalnız başına bir arada kalmalarına, gezip
tozmalarına, güncel tabirle flört yapmalarına İslam kesinlikle izin
vermez. Günümüzde yaygınlık kazanan bazı hallere dinimiz kesinlikle
izin vermez: Gençler birbirlerini daha yakından tanıyıp daha sağlam
evlilik yapmak bahanesini ileri sürerek beraber gezmek, tozmak, seyahat
etmek gibi aşırılıklara düşüyorlar. İslam’ın uygun gördüğü “görme” ile
bu çeşit beraberliğin hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim Hz. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:

“Bir erkek, bir kadınla ancak kadının bir mahremi olmak şartıyla beraber bulunabilirler.”(18)
Dünya ve
ahiret mutluluğunu hedef alan dinimiz, toplumun en önemli temeli olan
ve nikah akdiyle kurulan aileyi, sevgi ve saygıya dayanan bir kurum
olarak nitelendirmektedir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir aile
düzeninde huzur ve mutluluk vardır. Sevgi ve saygının olmadığı ailede
mutluluktan ve huzurdan söz etmek mümkün değildir. Nitekim Kur’an-ı
Kerim’de, eşler arasında var olan sevgi, saygı ve derin dostluk,
‘Allah’ın yüceliğini gösteren ayetler’(19) olarak nitelendirilmektedir.

Ailenin
temel bireylerinden olan karı ve kocanın birbirine karşı hak ve
sorumlulukları vardır.(20) Ailede herkes görevini tam olarak
yapmalıdır. Aile yuvasının temeli olan eşler karşılıklı hak ve
görevlerini bilir ve buna göre hareket ederse, aile ocağı mutluluk ve
neşe kaynağı olur. Ailede erkeğin kadına nasıl davranacağı konusunda
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

“İmanı en olgun olan mümin, ahlâkça en güzel olandır. Sizin en hayırlınız da eşlerine en güzel davrananızdır.” (21)
Eşler
yuvada mutluluğu sağlamak için gerekli fedakârlığı göstermeli, huzur
bozucu tutum ve davranışlardan sakınmalıdırlar. Erkek, hanımını hoş
tutmalı, ona nazik davranmalı ve merhamet duygularıyla hareket ederek
ailesini korumaya ve geçimini sağlamaya çalışmalı ve aile bireylerine
sevgi göstermelidir. Kadın, eşine saygı, çocuklarına sevgi göstermeli;
evdeki işleri zamanında ve itinalı olarak yapmalı eşi de ona yardımcı
olmalıdır. Ayrıca kadın, evini, malını, kendisinin, kocasının ve
çocuklarının iffet ve şerefini korumalı, kocasına sevgi ile bağlanmalı
ve yaptığı harcamalarda israftan kaçınmalıdır. Çocuklar da anne ve
babalarına saygılı davranmalı, onların isteği doğrultusunda eğitim ve
öğretimlerini yapmalıdırlar.

Aile
içindeki küçük tartışmalar ciddiye alınmamalı ve kavga etmekten de
kaçınılmalıdır. Şiddetli geçimsizlik ve kavgalar sonunda parçalanan
ailelerin sayısı az değildir. Son yıllarda boşanma olayları artmıştır.
Boşanma sonunda aileler perişan olmakta, aile ortamından uzakta yaşayan
çocuklar da istenildiği gibi eğitimlerini yapamamaktadırlar. Sonuçta,
kendisine yeterince güvenmeyen, problemler karşısında bocalayan ve
başarı seviyesi düşük bir gençlik ortaya çıkmaktadır. Bu ise,
memleketimizi her alanda olumsuz olarak etkilemektedir.

Ailede
huzuru ve mutluluğu sağlamak için sevgi ve saygı şarttır. Aile
bireyleri arasındaki sevgi, saygı ve bağlılık da tek taraflı değil
karşılıklı olmalıdır.

Netice
olarak diyebiliriz ki, İslam dini fıtratın bir gereği olan evlenmeyi,
sağlıklı nesiller yetiştirmeye vesile olan aile müessesesinin
kurulmasını gerekli ve önemli bulmuş ve karşılıklı sevgi ve saygı
esasına dayanan, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan mutlu bir
aile yuvasının oluşturulmasını hedeflemiştir. Gençleri evlenmeye ve
aile kurmaya davet eden Sevgili Peygamberimiz yaptığı mutlu
evliliklerle bizlere her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örnek
olmuştur. Gayri meşrû ilişkilerin alabildiğince yaygınlaştığı ve
özendirildiği günümüzde kendimizi ve çocuklarımızı korumaya
alabilmemizin en güzel yolu mutlu bir aile yuvası olduğunda şüphe
yoktur.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz