Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
CRUEL
CRUEL

Türkiye'de yapılan ölümcül deney S_mod10
Erkek Yay
Maymun
Mesaj Sayısı : 1345
Doğum tarihi : 18/12/80
Yaş : 43
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik teknisyeni
İleti : format
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 208
Kayıt tarihi : 28/10/08
http://muradiyeforum.net

Türkiye'de yapılan ölümcül deney Empty Türkiye'de yapılan ölümcül deney

Cuma Kas. 07, 2008 12:51 pm
Hamdi Yılmazer / Aksiyon


PKK-Ergenekon'dan Veli Küçük-Dugin'e yeraltı ilişkileri

Artık özgürlükleri farklılıkları yeni fikirleri çağdaş dünyanın değerlerinden faydalanarak ortaya koyabilme imkânı azaldı Dünya keskin bir dönemece girdi Şimdi önemli olan ne olduğun ya da ne yapmak istediğin değil nerede ve kimin yanında olduğun

Yeraltında işlerin dönüşü bir başka oluyor galiba Yansımalara göre insanlık özgürlük hukuk haklar sorumluluklar ve vicdan gibi konular yerin altı için fanteziden ibarettir Devletler de sanaldır aslında Yerin altında yaşanan tek gerçek şudur: “Ya benimlesin ya da karşımda!”

Bu cümleyi hemen hatırladığınızdan eminim

Hatta ABD’yi özgürlükler ülkesi olmaktan çıkartıp küresel krizin başlangıç noktasına çeviren Cumhuriyetçilerin ‘asla unutulamayacak Başkanı’ JW Bush’un bu tür laflar ederken yüzüne yerleşen mimikleri bile hayalinizde canlandırabildiğinizi tahmin ediyorum

‘Tek kutuplu dünya’ projesi ya da ‘küreselleştirici gücün sahaya inmesi’ diyelim ‘Ya benimlesin ya da karşımda’ sloganıyla ciddiyetini dışa vurmuştu
Artık özgürlükleri farklılıkları yeni fikirleri çağdaş dünyanın değerlerinden faydalanarak ortaya koyabilmenin imkânı kalmamıştı Dünya keskin bir dönemece girmişti ve orada ne olduğun ne yapmak istediğin değil tek ve net cevap bekleniyordu: Nerede ve kimin yanındasın?

Org İlker Başbuğ’un yakın zamanda ve sert bir üslupla söylediği ‘doğru yerde durma’ ihtarına zihinler kayabilir Komploya meydan vermemek için sıkı durup iki noktayı hemen hatırlamak gerekir Birincisi Türkiye NATO devletidir İkincisi de Org Başbuğ ABD ile ilişkilerimizin -tabir caizse- ‘fıstık gibi’ olduğunu açıklamıştır Dolayısıyla Başbuğ’un ‘doğru yeri’ mantık olarak benzese de mahiyet olarak tamamen farklılık arz etmektedir Kısaca söylenecek olursa “Bu bir iç meseleden ibarettir”

Biz yeniden küresel platforma dönelim ve son cümleyi tekrarlayalım: Kimdensin? Önemli olan budur…

Küreselleştirici gücün güvenliği öne çıkartıp insani çağdaş değerleri geriye çekerek kuvvet uygulama girişimi hedef dünyada bir kısım hareketlenmeler meydana getirdi Bu dünyayı şöyle özetleyebiliriz: SSCB’den ayrılan ülkeler enerji bölgeleri ve Çin’e karşı alınacak tedbirler açısından önem arz eden coğrafyalar…

Sabih Kanadoğlu diliyle söyleyecek olursak kurucu felsefesini Batılılaşma üzerine oturtmuş bir devlet olarak sürekli Batı kampında yer alan Türkiye’nin bu türden problemler yaşamaması gerekiyordu Aksine ‘stratejik ortaklık’ bağını akıllıca işleterek daha fazla pay elde etme yollarının bulunması düşünülebilirdi Fransa gibi ABD muhalifliği müzminleşmiş bir devletin bile rota değiştirme gereği hissettiği bir zamanda Türkiye’nin karşı tarafa doğru kayması tam bir muamma…

Türkiye mi kayıyor yoksa Türkiye üzerine hesabı olanlar mı kaydırıyor orası da başka bir muamma!

“Muamma bunun neresinde?” diyenler için küçük bir hatırlatmada bulunalım ve 28 Şubat’ın akabinde Dışişleri’nde görevli bir ABD yetkilisinin Milliyet Gazetesi’ne verdiği mülakatta “Türkiye önemli bir laboratuvar Orada büyük bir deney yapılıyor” sözlerini hatırlatalım…

Ve bir hatırlatmada daha bulunalım Stratejik ortakla birlikte Irak’a girip Kuzey’e yerleşmeyi savunan Turgut Özal ile cihet-i askeriye arasında ihtilaf çıkmış zamanın Genelkurmay başkanı Necip Torumtay istifa etmişti

Arkasından PKK terörü azmış iki sene sonra bölge ile ilgili en üst düzey yetkililerden Org Eşref Bitilis uçak kazasında şehit düşmüş bölge üzerine araştırmalarıyla ünlenen Uğur Mumcu bombalı saldırıda hayatını kaybetmişti Şimdilerde ortaya çıkan bilgilere göre aynı sene yani 1993’te siyasi irade terörü çözme yolunda adımlar atmaya hazırlanırken 33 erimizin Bingöl’de katli gerçekleştirilmiş ve yine aynı sene Turgut Özal hâlâ tartışılan bir ölümle aramızdan ayrılmıştı

Özal sonrasında yükselen Refah Partisi’nin iktidara gelmesi Türkiye’nin gündemine ‘irtica’yı oturtmuş askerin sisteme tam olarak ağırlığını koyduğu 28 şubat 1997’ye birkaç ay kala patlayan Susurluk skandalında Veli Küçük ismine aşina olmuştuk Küçük o zamanlar galiba İzmit Alay Komutanı’ydı ve bölge İzmit-Adapazarı-Düzce Üçgeni olarak faili meçhul cinayetlerle ünlenmişti Susurluk’ta adı geçmesine rağmen Veli Küçük terfi etmiş tuğgeneral rütbesiyle yine aynı bölgede bulunan Bilecik’e gelmişti

Şimdi sene 2008 Veli Küçük Ergenekon örgütünün kurucularından biri olarak tutuklu yargılanıyor Faili meçhul dosyalarının yeniden açılma ihtimali var Aynı davadan Doğu Perinçek de yargılanıyor Bu arada siyaset bilimci olarak kendi ülkesinde belli bir isim yapmış Aleksandr Dugin kalktı ve Ergenekon hakkında ilginç açıklamalar yaptı Dugin’in önemi Avrasya Jeopolitiği olarak Türkçeye çevrilen eserinde görüldüğü gibi anakara esasına dayanan ve Fransa’dan Çin’e kadar uzanan büyük Rusya fikrinin sahibi olmasından kaynaklanıyor Kendi ifadesiyle Rus ulusalcısı Bizim Ergenekonculara göre ise Putin’in fikir babası!

Şimdi Dugin’in açıklamalarıyla ortaya çıkan ilişkilere gelelim 28 Ekim Salı günü Vatan Gazetesi’nde yer alan habere göre Dugin Veli Küçük’le görüştüğünü ve Avrasya ülkelerinde kurulmuş gizli örgütlerin yasa dışı silahlı eylemlerini konuştuklarını söylemiş

Dugin’in Perinçek’le ilişkisi son derece açıktı ama Veli Küçük bilinmiyordu Bu sefer de Küçük’le ne konuştukları ortaya çıktı; Perinçek Süleyman Demirel Rauf Denktaş Kemal Alemdaroğlu ve Ergenekon’un diğer sanıklarıyla neleri görüştüğü gizli kaldı Dugin Ergenekon’un akademisyen sanıklarından çoğuyla tanıştığını açıkladı

Veli Küçük’ün PKK içindeki Ergenekon uzantılarıyla ilişkilerinin konuşulmaya başladığını da hatırlayarak Dugin’le diğer Ergenekoncular arasında nelerin konuşulduğunu tahmin etmeye çalışalım Ama önce tahminde isabet sağlayacak bazı bilgilere göz atalım

Bilindiği gibi Ergnekon’un medya ayağını oluşturanlar neredeyse her gün bir Fethullah Gülen haberi yapmayı âdet edindiler ABD’de ikamet edişinden vururlar kılıcı ve birkaç dünya turu atarlar Ertesi gün yine aynı hikâye anlatılır ve her günün değişmeyen mönüsü olarak bu böyle devam eder gider

Diğer taraftan Türk müteşebbislerin Rusya başta olmak üzere eski SSCB coğrafyasında açtığı okulların kapatılacağına dair haberler Ergenekon medyasında düğün bayram havası estirir Ancak bu arada çok önemli bir detay ortaya çıkar

Nasıl olursa olur okulların kapatılacağına dair haberler önce terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’na gelir Ardından Cumhuriyet Gazetesi büyük bir şevkle haberi yayımlar “Önemli detay bunun neresinde? Ajansın örgüte yakın olmasından ibaret mi?” diyenler olabilir Arz edeyim efendim
Bu haberler Cumhuriyet’e örgütün ajansı tarafından servis edildiğinde okulların kapatılmasına dair en ufak bir emare bile bulunmaz Aradan uzun bir zaman geçer ve bir yerlerde birtakım huzursuzluklar olduğu ortaya çıkıverir Bazen de hiç çıkmaz; çıkanların da görüşülerek giderildiği görülürdü

Şimdi cevabını tahmin etmek istediğimiz soruyu soralım: Veli Küçük’le gizli örgütlenmelerin silahlı faaliyetlerini konuşan Dugin acaba Ergenekon’un diğer üyeleriyle neleri konuşmuş olabilir?

Tahminlerinize saygı duyarak devam ediyorum

Derinde işler ‘ya benimlesin ya da karşımda’ mantığıyla dönmeye devam ediyor

Güneydoğu ve Kuzey Irak’a ilgisi olanlar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ardından PKK’ya Dağlıca baskınını yaptırdılar Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ziyaretinin ardından da Aktütün baskını geldi Her iki baskın da ciğerlerimizi delercesine etkili olacak şekilde planlanmıştı Öcalan’ın kardeşinin verdiği bilgilere göre Dağlıca baskınının ardında Duran Kalkan vardı ve Kalkan Ergenekon’la dirsek temasındaydı

Şimdi merak ettiğim mevzu şu: Dugin’in bölgeye nasıl bir ilgisi var? Avrasya Jeopolitiği’nde Türkiye’ye ilgisinin olmadığını görmüştük Perinçek ve oğlu başta olmak üzere diğer Ergenekon üyeleriyle görüştükten sonra ne tür gelişmeler kaydedildi acaba? Ergenekon medyasından aldığımız habere göre Dugin’in düşüncelerini gözden geçireceğini ve ‘Büyük Rusya’ projesinde Türkiye’ye de yer verebileceğini öğrenmiştik Ardından Ergenekon sanıklarından emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün bir Rus silah firmasına danışmanlık yaptığını ve gözaltına alınacağını haber alıp Rusya’ya kaçtığını öğrendik Hâlen orada bulunuyorlar

Türkiye’de silahı kimler alır ki?

Ben Dugin’i daha yakından takip etmeye çalışacağım Bakalım yeni projesine Türkiye’yi nasıl monte etmiş…
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz