Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Detone
Detone

KUYRUKSUZ TİLKİ 1210
Erkek Terazi
Sıçan
Mesaj Sayısı : 2807
Doğum tarihi : 24/09/84
Yaş : 39
Nerden : IstanßuL [DøqußєyαzıтLı]
İş/Hobi : RECEPTION /FutßoL Müziq Araßa
İleti : IrGaT
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuUyarı : KUYRUKSUZ TİLKİ 111010
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://WwW.MuradiyeForum.Net

KUYRUKSUZ TİLKİ Empty KUYRUKSUZ TİLKİ

Cuma Ara. 12, 2008 8:55 am
Bir varmış, bir
yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, develer tellal iken,
pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken...

Şimdi size tilki ile Henife Bacı'nın masalını anlatacağım. Bir zamanlar
Henife Bacı diye bir ihtiyar kadın varmış. Kendi halinde, kimsesiz,
zavallı bir kadınmış. Köylüler bunu çok severmiş. Her sene bu köyde
yaylaya gidilirmiş. Giderken, Henife Bacı'yı da götürürlermiş.

Bu sene de yaz gelmiş, yaylaya çıkmışlar. Yaylada ot çok, su çok,
hayvanlar yiyor, içi besleniyor. Tereyağı yapıyorlar, petekler var, bal
tutuyorlar. O yazı öyle yaylada çalışarak geçiriyorlar.Henife Bacı'nın
da bir kaç tene keçisi, koyunu varmış. Onlardan biraz kendine göre
tereyağı yapmış, bir iki petekten biraz bal tutmuş.

Derken güz gelmiş. Bunlar yüklenip köye dönecekler; arabalarını
yüklemişler. Henife Bacı'nın da bir eşeği varmış. Yüklerini eşeğine
yüklemiş, köylülerin arkasından yavaş yavaş geliyormuş, bir taşın
yanından geçerken, Henife Bacı su dökmek ihtiyacı duymuş. Eşeğini
durdurmuş, taşın arkasında oturmuş. Demek ki bunu da bir kurnaz tilki
takip etmiş. Biliyor ki kimsesizdir, fukara bir kadındır, sahibi
yoktur. Gidip bunun küplerini aşağıya indiriyor, tereyağını yiyor,
içine çıtısını, pıtısını yapıyor. Sora balı yiyor, içine işiyor, tekrar
koyuyor yerine; hiç ellememiş gibi çıkıp gidiyor.

Henife Bacı işini görüp, eşeğinin başına dönüyor, yavaş yavaş gidiyor
köye. O akşam çok yorgundur. Küpleri indirip koyuyor salona,
dinleniyor, yatıyor. Sabahleyin :
- Bir bakayım tereyağ ile balım nasıldır? Bir iki lokma yiyeyim. Henife
Bacı küpün ağzını açıyor, bakıyor ki ne pis bir koku düşmüş içine,
pislik var içinde.
- Allah Allah! Bu nerden geldi? diyor. Kadın şaşıtıyor. Diğerinin ağzını açıyor,bakıyor ki yine pislik!!!
- Vay bunu benim başıma kim etti? diyor. Düşünüp taşınıyor, bir türlü
aklına bir fikir gelmiyor. Sonra bir bakıyor ki, kapısının önünde bir
dibek taşı varmış; bu dibek taşının üstüne bir tilki gelip oturmuş :
- Henife Bacı, Henife Bacı! Yağını yedim, balını yedim, içine çıtımı
pıtımı ettim, verdim elan. Vayyy! Demek benim başıma bu tilki bele oyun
oynadı. Tilki senin alacağın olsun. Allah büyüktür.;

Tilki her gün böyle geliyor, bu kadının böyle hem yağını yiyip, hem balını yiyip, hem de kadıncağızı kızdırıyor. Diyor ki:
- Sen dur tilki, ben de senin başına bir oyun oynayayım sen de gör.
Kalkıp gidiyor, köye varıyor. Oradan buradan biraz kara sakız
getiriyor, dibek taşının üstüne koyuyor. Güneş vuruyor, o kara sakız
eriyor. Tilkinin haberi yok tabi. Tilki geliyor, taşın üstüne oturuyor.
Oturur oturmaz bağırıyor :
- Henife Bacı, Henife Bacı! Yağını yedim, balını yedim; içine çıtımı pıtımı ettim, verdim elan. diye.
- Tamam, sen bir dur!.. Gidip köpekleri çağırıyor,
- Hella hella!..Bu tilkiyi tutun!
Valla tilki yapışmış kara sakıza. O yana dönüyor, bu yana dönüyor, bir
türlü kendini kurtaramıyor. Hızla kalkarken kuyruğu kopuyor. Tilki
gidiyor ama kuyruğu kalıyor. Henife Bacı diyor ki :
- İşte ben de senin başına oyun ettim.
Alıp kuyruğu getiriyor eve. Getirip o temiz kara sakızları yiyor,
boncuk takıyor, zil takıyor, süslüyor püslüyor, asıyor pencerenin
önüne. Tilki gidiyor geliyor, boynunu büküyor, kuyruğuna bakıyor
.Yalvarıp yakarıyor :
- Henife Bacı, ben ettim sen etme; kuyruğumu ver. Ben tilkilerin içine gidemiyorum. Üstüme geliyorlar.
- Valla ölsem vermem. Yağımı, balımı getirmezsen vermem.
Tilki gidiyor geliyor, Henife Bacı’nın içi acıyor:
- Neyse, baldan, yağdan vazgeçtim; git bana iki büyük yoğurt getir, o zaman senin kuyruğunu vereyim.
Tilki - Peki diyor. O yana gidiyor bu yana gidiyor, bir bakıyor ki bir
kuru yoncanın içinde üç dört tane koyun otluyor. Koyunlara yalvarıyor:
- Koyun, Koyun!... N’olor kurban olam, bana biraz süt verin, yoğurt verin Henife Bacı'ya götüreyim, belki benim kuyruğumu verir.
Koyunlar :
- Git bize ot getir, otu yiyelim, sana süt verelim.
Tilki gidiyor. Güz zamanıdır, yoncada ne ot var, ne bişi. Kurumuş
kalmış her yer. Gidip oturuyor tarlanın başında, yoncaya diyor :
- Yonca, yonca!... N’olor bana biraz ot ver, ben götüreyim koyun yesin; süt versin,
yoğurt yapayım vereyim Henife Bacı’ya. Benim kuyruğumu versin.
Yonca : - Valla biz şimdi sana veremeyiz. Git biraz su getir, bizi sula
ki biz yeşerelim, ondan sonra sana ot verelim; sen de götür ver koyuna,
sana süt versin.
Tilki oraya gidiyor buraya gidiyor bakıyor ki, dereler donmuş, sular akmıyor. Kendi kendine diyor :
- Ben nerden getiririm?
Kaçıp gidiyor çocukların yanına :
- Ayşe, Fatma, Memo!... Gelin bu buzun üstünde oynayın, buz kırılsın;
belki su akar, gideyim yoncaya, yonca yeşersin, ben de biçip götüreyim
koyuna yesin süt versin; yoğurt yapayım götürüp vereyim Henife Bacıya;
sonra benim kuyruğumu versin.
Çocuklar :
- Valla bizim ayağımız yalınayaktır. Git bize ayakkabı getir, ayakkabıyı giyelim sana su verelim.
Tilki kalkıp gidiyor ayakkabıcıya,ayakkabıcıya yalvarıyor :
- N’olor, iki üç çift ayakkabı ver bana. Götürüp vereyim çocuklara,
giysinler buzun üstünde oynasınlar; belki buz kırılır, su akıp gider
yoncaya, yonca yeşerir, ot verir. Otu vereyim koyuna,koyun yesin süt
versin; sütü yoğurt yapayım, vereyim Henife Bacı’ya, sonra benim
kuyruğumu versin.
- Peki ne paran var, ne pulun var? Ben sana ayakkabı nasıl vereyim? Git bir sepet dolu yumurta getir.
Tilki gidiyor tavukların yanına,tavuklara yalvarıyor :
- Tavuklar, kurban olayım, biraz yumurta verin. Götürüp vereyim
ayakkabıcıya, bana birkaç çift ayakkabı versin, götürüp vereyim
çocuklara, oynasınlar buzun üstünde,buz kırılsın,su aksın, gitsin
yoncaya yeşertsin; otu alıp koyunlara vereyim bana süt versinler, ondan
yoğurt yapayım Henife Baci'ya,benim kuyruğumu versin.
Tavuklar diyor :
- Vallahi biz ne yiyelim? Git bize bir tencere buğday getir; Biz yiyelim sana yumurta verelim.
Tilki kaça kaça gidiyor, bakıyor bir tarlada harman yapılıyor. Bir
teneke buluyor, doldurup buğdayı kaçıp getiriyor, döküyor tavukların
önüne. Tavuklar yiyorlar,ondan sonra yumurtluyorlar. Sepeti yumurta ile
dolduruyor, alıp götürüyor ayakkabıcıya :
- Al sana yumurta.
O da diyor: - Al sana üç çift ayakkabı.
Alıp getiriyor çocuklara,çocuklar çok seviniyorlar. Buz üstünde
hopluyorlar hopluyorlar buz kırılıyor,su akıyor. Su geliyor yoncaya,
yonca yemyeşil ot veriyor. Bu güzelce otu biçiyor, götürüyor koyuna.
Koyun otu yiyor, iki kap dolusu süt veriyor. Tilki alıp götürüyor
Henife Bacı'ya. Diyor:
- Al Henife Nene, al bunu mayala, yoğurt yap, benim kuyruğumu ver. Hadi yine neyse, sana acımam geldi.
Kuyruğu güzelce bunun arkasına dikiyor. Kuyruğundan da güzel güzel
boncuklar, ziller, pullar pırıl pırıl parlıyor. Tilki şişe şişe,
kuyruğunu sallıya sallıya gidiyor ormana, tilkilerin içine. Tilkiler
hepsi toplanmışlar.
- Vay ağa geldi, paşa geldi. Sen nerden geldin? Sen bu kuyruğu nerden buldun?
- Valla istiyorsanız, size de yaparım aynısını. Sırrını size diyeyim.
Diyorlar - Söyle, ne olsa yaparız.
- Peki, gelin. Bu köyün altında bir dere var. Sizi götüreyim oraya,
kuyruklarınızı koyun derenin içine, donacak kuyruklarınız; sabah işte
böyle olur. Ama böyle sabaha kadar soğuktan donsanız da, sudan
çıkmayacaksınız.
Tilkiler tamam diyorlar.
Yirmi, yirmi beş tene tilki giriyorlar derenin içine, hepsi böyle yan
yana duruyorlar. O da gidiyor uzakta bir yerde oturuyor. Akşam
serindir, ayazdır tabi, su donuyor. Kuyruklar bütün birbirine
yapışıyor. O kadar soğuktur ki ;sabaha karşı bizim tilki bağırıyor,
köpekleri çağırıyor :
- Hala, hala!... Gelin bu tilkilere!
Köpekler bağırıyorlar, çağırıyorlar, hücum ediyorlar. Canını kurtaran
tilki kaçıyor, kuyruğu kalıyor, tilki kaçıyor, kuyruğu kalıyor... Valla
dere tilki kuyruğu ile doluyor. Ondan sonra gidip neneyi çağırıyor :
- Henife Bacı, Henife Bacı! .. Gel bak, ne kadar sana kuyruk topladım.

Henife Bacı koşa koşa geliyor; sevine sevine kuyrukları topluyor,
götürüyor eve. Hepsini açıyor, kendine, güzel bir post yapıyor, sobanın
yanına koyuyor; kışın üstünde sıcak sıcak oturuyor. Tilki de alıp
kuyruğunu kaçıyor. Ama öbür tilkilerin yanına korkudan gidemez tabi, o
da başka tarafa gidiyor.

Henife Bacı da postunun üstünde oturup yoğurdunu yiyor. Yiyip içip muradına eriyor.
Sayfa başına dön
Similar topics
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz